Yalan masum değildir. Ama bu yalanı dünyadaki en masum varlık olan çocuklarımız söylüyorsa, bunu bazen gülerek karşılayabiliriz. Hatta çocuk zeki, ondan yalan söylüyor; zeki olmasa söyleyemez diye övünebiliriz bile. Ancak yalan aslında göründüğü kadar masum olmayabilir. Çocuğunuz gerçekle gerçek olmayanı ayırt etmeye başlamasına rağmen hala yalan söylemeye devam ediyorsa dikkat etmelisiniz.
Yalanın basit bir uydurmadan çıkıp ciddi bir davranış bozukluğuna nasıl dönüştüğünü Hisar Hospital Uzman Psikologlarından öğrendik.
Çocukların zengin hayal güçlerini kullanarak gerçek olmayan olayları abartılı bir şekilde anlatabileceğinin altını çizen Psikologlar, ‘Çocuklar gerçeği yetişkinler gibi değerlendiremedikleri için görüp duyduklarını uydurabilirler. Kimi anne baba, çocuğunun olmamış şeyleri olmuş gibi anlatmasını yalan sayar. Çocuklar, kendisinden ve ailesinden bahsederken dinozor gördüğünü, babasının 5 arabası, uçağı, gemisi vs. olduğu gibi gerçek dışı şeyler söyleyebilirler. Bu gibi gerçek olmayan abartılı söylemleri, çocukta bir davranış bozukluğu olan yalancılıkla karıştırmamak çok önemlidir. Çocuğu eleştirmek ve ona kızmak yerine söylediği şeylerin içeriği, bunları kimlere ve ne sıklıkta söylediği etraflıca değerlendirilmeli ve çocuğun hangi ihtiyacına yönelik bu davranışları kullandığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Çocukların gelişim sürecinde gerçeklik duygusu zamanla oturur. Dolayısıyla çocuğun gerçekçilik duygusu gelişinceye kadar, davranışlarını ve söylediklerini yalan olarak değerlendirmemek gerekir. Çocuklar anne-babayı örnek alırlar ve herhangi bir duruma karşı yalan söylenmesine şahit oldukları andan itibaren yalan söylemeye başlayabilirler. Örneğin; kapıya gelenlere kendisinin evde olmadığını söyleten bir baba, çocuğunu doktora götürürken ‘hadi parka gidiyoruz’ diyen anne çocuğunu yalana yönlendiriyor demektir. Ailenin çeşitli zamanlarda yalana başvurması çocuğun gözünden kaçmaz. Çocuklar hızlı öğrenirler. Anne babasından gördüğü bu davranış kalıbını hayal gücüyle süsleyip sergilediği zaman ailesi tarafından sert tepki gören çocuk ise tam bir çelişki yaşar. Ailesinin tutarsızlığı karşısında en temel gereksinimi olan güven duygusu sarsılır. Ayrıca çeşitli nedenlere bağlı olarak, anne-baba ile çocuk arasındaki güven sarsılmış ve çocuk anne-babasının beklentilerini karşılamakta güçlük çekiyorsa, alacağı ceza, eleştirileceği, küçük düşeceği, sevilmeyeceği gibi korkularla yalana sığınabilir.
Ünlü psikolog A.S. Neill’ın “Çocuğunuz Yalan Söylüyorsa Ya Sizden Korkuyordur Ya da Sizin Yaptığınızı Yapıyordur” sözleriyle anlatmak istediği; çocuklarda masum abartıların ötesinde bir uyum ve davranış bozukluğu olarak görülen yalan söyleme huyunun, yetiştirilme ve sosyal ortamına bağlı olarak gelişebildiğidir. Bu huyun altında yatan sebeplerin başında ise erişkinlerin gerçek karşısında takındıkları çelişkili tutumlar gelir.’ diye konuştu.
Hiç yorum yapılmamış.